Bahisten terapiyle kurtulun
Bahis bağımlılığı, artan miktarlarda parayla kumar oynama davranışının durdurulamaması olarak ifade ediliyor. Zihin sürekli kumar düşüncesiyle meşgul olurken, farklı ilgi alanları ve günlük uğraşların geri plana itilmesi kişilerin bu cendereden kurtulmasını zorlaştırıyor. Dünyanın en yaygın dürtü kontrol bozukluğu olarak gösterilen kumar bağımlılığında bireyler, yaşamları alt üst olsa dahi kumar oynamaya devam ediyor.
Kumar bağımlısı bir kişi hiçbir madde kullanmasa da deneyimlediği his, madde kullanan kişilerle birbirine benziyor. Bu nedenle bağımlılar, aynı hazzı yakalamak için kumar oynamayı, daha fazla risk alarak sürdürüyor.
Medicana Ataköy Hastanesi’nden Psikiyatri Uzmanı Dr. Seda Tanrıverdi Oluğ, “Kumar oynama bozukluğu, kişinin bireysel, ailevi veya mesleki işlevselliğini bozuyor. Kalıcı olan bu bozukluk, tekrar eden, istenmeyen kumar davranışları olarak ifade ediliyor” dedi. Kumarın internet tabanlı araçlarla oynanmasıyla birlikte bahis bağımlılığının da hayatımıza girdiğini anlatan Oluğ, “Teknolojideki gelişmelerle birlikte kumar gittikçe daha fazla çevrimiçi etkinlik haline geldi. Bu da tüketicilerin artık dünya genelinde her yerde, her zaman kumar oynama fırsatı bulabileceği anlamına geliyor. Küresel olarak, en büyük çevrimiçi kumar ürünü bahis oynama olurken, çevrimiçi kumar pazarının yüzde 53’ünü oluşturuyor. Yapılan bir araştırma ülkemizde 18-50 yaş arası değişen 5 milyon kişinin yılda 50 milyar TL’lik bahis oynadığına dikkat çekiyor” şeklinde konuştu.
Kumar oynamayla ilgili yapılan çalışmalara dikkat çeken Oluğ, bahis bağımlılığının diğer kumar türlerine göre endişe yaratacak düzeyde olduğunu vurguladı. Evde, sokakta her an kumar oynama durumunun bağımlılığı artırdığını anlatan Oluğ şöyle konuştu: “Bahis siteleri, kumar oynamak için seyahat etme ve maliyet harcama sorunlarını ortadan kaldırarak kişiye konfor sağlıyor. Kuman portallarına kolay erişim, sürekli oynama imkanı, sürükleyici internet arayüzü, kredi kartı havale gibi ödeme biçimleri ile denetimsiz olması gösteriliyor.”
Kumar ve bahis bağımlılığının tedavi gerektiren ruhsal bir hastalık olduğuna vurgu yapan Oluğ, “Kumar bağımlılığı tedavilerinde bireysel terapi, grup terapisi, aile terapisi, kendine yardım grupları ile farmakolojik tedaviyle birlikte gidiliyor. Ayaktan tedavilerde yürütülen psikoterapiler, davranışsal bağımlılıklar çalışılmakla birlikte, kişi ve ailenin tedavi uyumu da son derece önemli” şeklinde anlattı.
Kumarda bir seferden bir şey olmaz gibi düşüncenin son derece yanlış olduğunu anlatan uzmanlar, beynin ödül sisteminde uyuşturucu, alkol gibi uyaran kumarın doğrudan bağımlılık yaptığını vurguluyor. Bir kez kumar oynayan kişinin deneyimlediği his, hiçbir madde kullanmamasına rağmen, madde kullanan kişilerle birbirine benziyor.
Kumar bağımlılığı için risk faktörlerini sıralayan Oluğ şöyle konuştu: “Bilimsel çalışmalarda, erkek cinsiyet, genç yaş, yaşanılan bölge, düşük sosyoekonomik durum gibi özelliklerle erken yaşta kumar aktivitelerinin başlaması, psikiyatrik bozukluk tanısı olması, olumsuz çocukluk yaşantıları, ailede kumar ve madde kullanımı öyküsü olması gibi faktörler kumar bağımlılığı için risk faktörü olarak belirlenirken, genel nüfusa kıyasla, kumar bağımlılığına sahip bireylerin intihar riski de artıyor.